Saturday, March 29, 2025 | By: Do Ebru Marbling
Agustos 2013
Yağmur döküyor, gökyüzü hiç aralık vermedi bugün. Hava ılık, taze ve ferah. Gençlik olsa alıp başımı yürürdüm, tam altında ıslanılacak bir yağmur. Gel gör ki yavrucaklar evde, ödevleri var, yarın büyüğünün okulu var. Malum bayram geliyor. 5 günlük bir tatilimiz var. Yarın arkadaşlar yemeğe gelecekler. Cuma günü bir kaç işimiz var. Cumartesi günü ise Türk arkadaşlar kendi aramızda bir yer kiraladık, cocuklar eğlenecek, büyükler pasta börek çay ile keyif yapacak.Pazar bahçedeki yabani otları yolarız, Pazartesi ise bir arkadaşlara çaya gideceğiz. Ajanda böyle. Bu ruh hali öylesine, sıradan geliyor bana. Yapılacak işler, görüşülecek insanlar var. Oysa bazen çocukluğumu veya eskilerde kalan bir yeri düşündüğümde sanki bir el alıp beni apayrı bir boyuta taşıyor. Nasıl anlatılır bu hal? Hisler, dünyaya bakış, günlük yaşam, hatta zaman bile farklı akıyormuş gibi geliyor o anlarda. Ortaokulu düşünün, okul çıkışı eve gittiğiniz yolu veya ailenizle uyandığınız bayram sabahlarını. Çocukken gittiğiniz akşam gezmelerini, hastalanmalarınızı düşünün. Bunlar açmadıysa anneanne/ babaanne evinde yediğiniz yemekleri veya sizi çok seven bir yakınınızın hiç unutmadığınız kıyağını düşünün. İlk televizyonu nerede izlediğinizi, radyoda sürekli çalan nağmeleri hatırlamaya çalışın. Her evin bir kütüphanesi vardır,raflardaki kitapları düşününün. Yaptığınız ilk çılgınlığı, küçükken sizi en çok etkileyen filmi düşünün. Annenizin parfümünü, yastığınızın kokusunu, çilingir sofrasındaki anason kokusunu düşünün. İlk kaybettiğiniz yakınınızı ve hüngür hüngür ağlamanızı düşünün. Karlı günleri, üniversite yıllarını, yaz tatillerini, öğrenciyken yurda memleketten gelen yemek kolilerini, arkadaşlıklarınızı düşünün. İçinde yaşadığınız anın kıymetini -benim gibi- bilmiyorsanız, şu anı geçmişmiş gibi düşünün. Dışarıdan gelen yağmur sesi eşliğinde sıcacık evimde Nermine Memedova'dan "Evlerinin önü yonca" şarkısını bilmem kaçıncı kez dinlerken, yarınki misafirim için ağzıyumuk hamuru yoğurmak;hamurlu ellerimle akşam çayımdan bir fırt alıp içeride çocuklarla saatlerdir evcilik oynayan eşimin konuşmalarına keyifle kulak kabartmak ve bu ana sanki yıllar sonrasından ışınlanmışım gibi düşünmek. Sanırım benim için mutluluğun bu geceki formülü bu. Hayırlı bayramlar...
0 Comments