Friday, April 18, 2025 | By: Do Ebru Marbling
Bölüm 2/3: Almanya’daki Gözlemler ve “İşçi Göçü ve Davranış Bozuklukları”
“Kendimi Konunun İçinde Buldum”
Almanya’daki yirmi küsur yıllık yaşam ve çalışma serüveni içinde, özellikle 70’li yılların sonlarına doğru birdenbire, biraz abartarak söylüyorum, küçük bir salgın şeklinde çalıştığım kliniğin servislerinin Türkiye kökenli insanlarla, kadınlar olsun erkekler olsun, işgal edildiğini gördük. Kadın servisinin yarısından çoğu bizimkiler, erkekler bölümünün yarısından çoğu yine bizimkiler. Burada adını bir kez daha saygıyla anmak istediğim çok değerli bir Alman bilim adamı Profesör Villigen bir gün vizite yaparken çekici kaldırıp yere attı ve şunları söyledi:
“Çocuklar ben sizden yardım istiyorum. Bu olay nedir, nasıl oluyor böyle?”
Yardım etmek istiyoruz, fakat bir türlü, hasta olarak gelen, oraya yatmış olan insanların gösterdiği belirtilere tıp dilinde bir karşılık bulamıyoruz. Yani bir insanın, saçının telinden ayağının parmağına kadar her tarafı nasıl ağrır? Ya da benzer şikayetler... Böyle Avrupa hekimine, tıbbına kolaylıkla anlatılamayan, onlar tarafından da kolayca anlaşılamayacak bir garip belirtiler yelpazesi...
Bunun üzerine ben, birkaç yıl süren bir çalışma sonucu, 80’li yıllarda “İşçi Göçü ve Davranış Bozuklukları” başlığı altında bir kitap yayımladım. Benim konuyla yakından ilgilenmem bu şekilde oldu. Bir bakıma, Alman hekimlerinin beklentilerine yanıt vermek içindi. Ardından geçen yıllarda ilginç değişiklikler oldu ya da biz en azından ilginç değişiklikler gözlemledik. Göçün süresi arttıkça, göçmenlerin 25–30 yıllık bir dönem içinde gösterdikleri belirtiler de kanımca ilginç değişikliklerdi. Yani şöyle: Bir insanın göç sürecine başladığı ilk yıllarda gösterdiği –tabii ki herkesin göstermesi şart değil– belirtilerle, yıllar sonrası arasında ilginç, öğretici bazı farklılıklar oluyor.
Burada bir şeyin altını ısrarla çizmek istiyorum. Benim burada söylediklerim yirmi yıllık bir gözlemi yansıtıyor, özetliyor. Ama bu kesinlikle istatistiki bir bilgi değil. Sadece, “bizim izlediklerimiz böyledir” diyebiliyoruz. Kendi bölgemizde, kendi kliniğimizde saptadıklarımızdan yola çıkarak bir şeyler söyleyebiliyoruz.
0 Comments