Friday, April 18, 2025 | By: Do Ebru Marbling
Bölüm 3/3: Basel ve “İsviçre Hastalığı”
Tıp Tarihinde Basel ve İsviçre Hastalığı
Basel göç sorunuyla ilgili ilginç bir şehir. Altını gerçekten çizmek isterim, çünkü araştırabildiğim kadarıyla edebiyatta göçmenlik sorununu işleyen ilk hekimce yaklaşım, ciddiye alınan ilk büyük çalışma, Johannus Operius adlı Baselli bir hekim tarafından 1678’de yapılmış. Düşünün 1678’de “Nostalgia oder Heimweh” adında bir kitap çıkmış. Göçle ilgili ilk tıbbi çalışma. Kitapta iki önemli gözlem aktarılıyor.
Birincisi, yukarıdaki dağlık yörelerden Basel’e gelen bir üniversite öğrencisi, birkaç ay sonra içinde korku, heyecan, huzursuzluk duymaya başlamış. Sonra zamanla kulağına sesler gelmeye başlamış. Zamanla hezeyanlar göstermeye başlamış. Ve giderek bilinci bulanıklaşmış ve artık iyiden iyiye kendisinden ümit kesilir bir duruma gelmiş. Bu arada, sadece Basel kentinin güngörmüş yaşlıları olayın farkına varmışlar. Teşhisi hekimlerden biraz daha önce koyup, “bunu elden geldiğince hızlı bir şekilde geldiği köye geri göndermek lazım, yoksa kaybederiz” demişler. Delikanlı hemen köyüne gönderilmiş ve gerçekten de bir kaç hafta sonra tümüyle düzelmiş.
İkinci örnek bir genç kız. O da çevre köylerden Basel’e çalışmaya gelmiş. Benzer şikayetler, korkular, sıkıntılar, kulağına sesler gelmeler, hezeyanlar ve kusma, ishal gibi gözlemlenebilir belirtiler. Kız köyüne gönderilmiş ve onun da şikayetleri son bulmuş. O günden bu yana “Heimweh” ya da Fransızca “nostalgia” denilen olay “İsviçre hastalığı” olarak geçmeye başlamış. Bugün bile kimi literatürde “İsviçre hastalığı” olarak geçebiliyor.
Konu hakkında çok malzeme var. Zaman bol olsa da, sizlere çoğunu sadece tebessüm etmeniz için anlatabilsem. Denmiş ki, “dağ köylerindekiler hayvan pisliğine çok alıştıkları için şehrin temiz havasında hastalanıyorlar.” Ya da “çan sesine alıştıkları için bunlar çan sesi olmayan yerlerde hastalanıyorlar ya da tekrar bir yerde çan sesi duydukları zaman hastalanıyorlar.” Bu açıklama öyle yaygın bir hal almış ki, Avusturya ve Fransız ordularında bu tür belirtiler çok sık görülmeye başlandığında, ordular hareket halindeyken hayvanlara çan bağlanması yasaklanmış. Ola ki, bu işe meyilli, yurt özlemi içinde olan insanlar çan sesi duydukları zaman hastalık başlar...
Bu konuda yüzlerce spekülasyon var.
0 Comments