Monday, April 21, 2025 | By: Do Ebru Marbling
30 Ekim 2014
Ekim ayı sanki hep geçişlerin, değişimlerin, içe dönüp düşünmenin ayı gibi…
Bir şeylerin bitip başka bir şeylerin başladığı, taze kararların sessizce filiz verdiği bir zaman dilimi.
Benim için de öyle oldu bu yıl.
Perth’un kendine has garip bir hali var.
Ne olursa olsun — ister büyük bir olay olsun, ister küçük bir aksilik — sakinlik hiç bozulmuyor.
Şu anda yaşadıklarımı başka bir şehirde yaşasaydım, kim bilir nasıl yaygara koparırdım.
Ama burada sanki görünmez bir yasa varmış gibi:
"Her şey olacağına varır. Sakin ol."
Ben tam anlamıyla sakin olamıyorum, içim kıpır kıpır, ama yine de anlatması zor...
Çünkü olaylar büyümüyor, taşmıyor, bir şekilde smooth — pürüzsüz — ilerliyor.
Oluyor ya da olmuyor... ama akıyor.
Önümüzdeki hafta, kafamı kurcalayan bazı konuları netleştireceğim.
Şimdilik sabır zamanı.
Bu akşam Mehmet Hoca’larda saz keyfi yaptık.
Geçen seneki hâlim geldi aklıma:
Yine aynı evdeydim ama buradaki yaşama daha misafirdim, daha tedirgin, daha acemiydim.
Bu yıl ise...
Sanki filizden fidana döner gibi, biraz daha dik, biraz daha sağlam, biraz daha tanıdık topraklara kök salmış hissediyorum.
Daha rahatım.
Daha “buraya ait”im.
Allah kimsenin kökünü koparmasın...
Umarım herkesin hayatı da böyle adım adım daha iyiye gider.
1 Kasım: Yeni Bir Eşik
Yarın, yani 1 Kasım, benim için önemli bir gün.
Hayat tüm hızıyla akıp giderken, yine bir geçiş döneminin eşiğindeyim.
Geçen yıl tam bu zamanlar, müdürüm bana eğitim asistanlığından öğretmenliğe geçme teklifinde bulunmuştu.
Tabii ki karşılığında bolca okumak, derslere katılmak ve ödevler hazırlamak gerekiyordu.
Bu yıl yine aynı dönem, yine bir değişim kapıda.
Ama bu sefer daha büyük bir risk, daha fazla cesaret istiyor.
Gelecek net değil; biraz bulanık, biraz ürkütücü.
Böyle zamanlarda hep Kemal’in Avustralya’ya taşınırken söylediği sözü hatırlıyorum:
"Bir dalı bırakmadan öteki ağaca atlayamazsın."
İlerlemek, bazen geçmişi geçmişte bırakmak demek.
Korkularımla, uykusuz gecelerimle, çarpıntılarımla yüzleşiyorum.
Ama sonra kendi kendime hatırlatıyorum:
"Courage is fear that has said its prayers."
(Cesaret, duasını etmiş korkudur.)
Ve evet, ben de duamı ettim.
İnşallah hakkımda hayırlısı neyse o olsun...
0 Comments