Random Stuff
Monday, April 21, 2025 | By: Do Ebru Marbling
13 Aralık 2014
Yeni okulumda haftada iki gün çalışmaya başladım.
Her geçen gün biraz daha alışıyorum.
Önümüzdeki döneme tam zamanlı başlamadan önce bu yumuşak geçiş benim için çok iyi oldu.
Avustralya'da Egitim Yıli Sonu Telaşı
Cuma günü okullar kapanıyor.
Bu son haftalar tam bir çılgınlık halinde geçiyor.
Christmas etkinlikleri, yıl sonu gösterileri, öğretmen raporları, sınıf toparlamaları…
Her yerde ayrı bir hazırlık, ayrı bir hareketlilik var.
Kızların bale gösterisini, üç kostümlü prova dahil tam dört kez izledim.
Artık ezberledim, hatta biraz da bunaldım!
Okullar velileri çaya davet ediyor, teşekkür toplantıları yapılıyor.
Geçtiğimiz Cuma günü kızların okulundaki etkinliğe katıldım.
Yeni okulda ise öğretmenler için bir balo düzenleniyor — önümüzdeki Cumartesi akşamı Kemal’le oraya gideceğiz.
Bunun dışında arkadaşların doğum günü kutlamaları, Fremantle Arts Centre’daki yılbaşı partisi derken...
Hayat şu sıralar oldukça yoğun ve hızlı akıyor.
Kafayı toparlamak zor.
O yüzden bir takvim aldım.
1 Ocak notu şöyle:
“Whatever comes, accept it. Whatever goes, accept it.”
(Ne gelirse kabul et, ne giderse kabullen.)
Bu mottoya tutunarak ilerlemeye çalışıyorum.
Yoksa bu tempoya alışmak gerçekten kolay değil.
Burada öğretmenler, okul kapandıktan sonra en fazla 1-2 gün daha okula uğruyor.
Sonra hemen tatil başlıyor.
İstanbul’da çalıştığım okullarla kıyaslayınca hâlâ ağzım açık kalıyor.
Yarın Pazar.
Ufak tefek ev işlerini halletmeyi planlıyoruz.
Tatil boyunca en büyük hedefim:
Kızları kitap manyağı yapmak! 😄
Hem hoşlarına gidiyor hem de ben ders çalışırken peşimi bırakıyorlar.
Sanırım günlerimin çoğu kütüphanede geçecek.
Yaz ayları burada felaket sıcak geçiyor.
Saat 4-5’e kadar sokaklarda pek dolaşan olmuyor.
Bu arada büyük bir gelişme:
Defne okumayı söktü!
Hem de hiç çaktırmadan, sessiz sedasız.
Bizim için bu, tarif edilemez bir mutluluk.
Avustralya’dan Günlük Hayat Notları
Benzin, son iki yılın en düşük seviyesinde: Litresi 1.21 AUD.
Christmas’a özel bazı mağazalar VIP davetiyelerle indirim geceleri düzenliyor.
Sadece davetlilere açık olan bu alışverişlerde ürünler “maliyet + 1 dolar” gibi etiketlerle satılıyor.
Belki kandırıyorlar, bilmiyorum ama geçen gün gidip birkaç şey aldım.
Mesela ısıtmalı, teknolojik bir bigudi seti!
Bugün kızların bale gösterisine giderken saçımı onunla yaptım — sonuç: Eski İngiltere kraliçesi ya da Goldilocks havası! 😄
Bir de sushi yapma aparatı aldık, ondan çok memnun kaldım.
Çinli markette sushi malzemeleri alırken başka bir keşfim daha oldu:
Wonton Wrapper - Hazır mantı hamuru.
İncecik açılmış, dilimlenmiş, üst üste konmuş ve dondurulmuş.
Zaten çabucak çözülüyor.
İçi doldurulup kapatılınca anında mantı hazır!
Bayıldım. Artık kolayca sık sık mantı yapabiliyorum.
Bir de yemek icmekten laf acilmisken, geçenlerde Montessori eğitimi almak için evden 45 km uzaklıktaki bir merkeze gittim. Ders bitince civara bakayim dedim. Merkezin yaninda depo gibi bir yerde, minicik bir Hint bakkalı vardı.
İçeri girdim, ve... ne göreyim!
Öncü biber salçası! Hem de çeşit çeşit.
Bir an kendimi bir astronoton dunyay baktigi andaki gibi hissettim.
Gezegen: Dünya
Kıta: Avustralya
Bölge: Batı Avustralya
Şehir: Perth
Semt: Ellenbrook
Dükkan: Minicik bir Hint bakkalı
Ve rafta Antep’te üretilmiş biber salçası duruyor!
Dünya ya gerçekten çok küçüldü...
Ya da biz bu pazarlama işini gerçekten çok iyi yapıyoruz!
Son olarak egitimle ilgili birseyer soylecegim.
Geçen gün okulda bir eğitim aldık.
Konuşmacı, Kids Matter programının proje sorumlusuydu.
Öğrencilerin ruhsal, fiziksel ve zihinsel iyi olma hâli — yani wellness — üzerine çok değerli bilgiler verdi.
Avustralya Hükümeti tarafından desteklenen bu program, çocukların ruh sağlığını korumaya yönelik kapsamlı bir çerçeve sunuyor.
Programın web sitesinde bilimsel dayanaklara sahip, uygulaması kolay birçok strateji mevcut.
Öğretmenseniz mesleki gelişiminiz için,
veliseniz çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için mutlaka göz atmalısınız:
🔗 www.kidsmatter.edu.au
Cok uykum geldi…
Bitirmeden önce sadece şunu diyebilirim:
Hayat, her şeyiyle çok hızlı ve yoğun.
Ama küçük şeylerden gelen mutluluğu unutmamak gerek.
Bir çocuğun sessizce okumayı sökmesi, rafta tanıdık bir ürün görmek, saçını bigudiyle dalgalandırıp gülmek…
İşte o anlar, bu tempoda nefes almamı sağlıyor.
İyi geceler...
0 Comments